20:27 - İstanbullu Gayrimenkul ile Uygun Fiyatlı Arsa Yatırımları: Şükrü Altay’ın Sektörel Öngörüleri
14:58 - Yılın son düeti Yıldız Tilbe ve Çılgın Sedat’tan geldi
00:23 - “Gerek yok” ile sessizliğini bozan NİDA ŞAN müzik listelerini alt üst edecek..
10:59 - Yağmur Tanyıldız’a “Yılın En Dikkat Çeken Haber Yazarı” ödülü
15:51 - Saide Guliyeva, uluslararası müzik arenasında parlıyor
15:28 - Gelin Damat Dergisi 2024 Ödülleri Sahiplerini Buldu
13:44 - Sinan Hakalmaz’dan hızlı çıkış: “Daha katedilecek çok yolum ve bestelerim var!”
14:58 - Başarılı Yazar Yamaç Erdoğan’dan Yeni Roman: “Çiptilyan” raflardaki yerini aldı
01:06 - Onur Jen “Onur Yıldız” yardım projelerine destek vermeye devam ediyor
17:08 - Ünlü sosyal güvenlik uzmanı Erhan Nacar iddialara cevap verdi
Özge Güngör “Deniz Kabuğu Toplayıcısı” toplayıcısı adlı kitabı raflardaki yerini aldı..
Hoş buldum Yağmur Hanım. Ben Özge Güngör. 42 yaşına girmeme sayılı günler kaldı. Anne olmanın ve yazarlığın yanı sıra, bir mobil oyun firmasında çalışıyorum. Hayâl kurmayı çok seviyorum; bazen kendimi başka bir ülkede, şehirde, bambaşka bir sokakta buluyorum. Doğayı, denizi, keşfetmeyi ve yeni şeyler öğrenmeyi hayatımın bir parçası olarak görüyorum. 3 kişilik çekirdek bir ailem var. Evimizde evcil bir hayvanımız yok ama bahçe katında oturduğumuz için pek çok kedi bizim sayılır, penceremizin önü hiç boş kalmaz.
Masallara olan ilgim, çocukluktan geliyor. Adile Naşit’in Alo Masal hattını arar, telefon faturasında büyük bir paya sahip olurdum. Yazmak ise hep hayatımdaydı, ama zamanla şekil değiştirdi. Gençlik yıllarımda duygularımı yazıya dökerek ifade ederdim. Günlükler tuttum, şiirler yazdım ve bu süreçte kalemimi kullanmayı, kendimi yazarak ifade etmeyi çok sevdim. Çocuklar için yazmaya da 2019 yılında pandemi zamanında başladım. Bir gün içeriden gelen televizyon sesinde, bir TV programında, uzayda biriken çöplerin artık temizlenmesi gerektiğinden bahsediliyordu. Bu çok çok önemli konu benim fantastik yönümü tetikledi sanırım ve bir anda uzay çöpleri ile ilgili bir hikâye yazmaya başladım. Yazdım ve aslında öylece kaldı. Bir kitaba dönüşmesini çok istiyordum ama nereden başlayacağımı bilemiyordum. Bununla birlikte çizemiyordum da. Hikâyem hazırdı ve bir masal kitabına dönüşmeliydi. Ama nasıl? Kolları sıvadım ve ilk iş olarak bir çizim atölyesine katıldım. Sevgili Gonca Mine Çelik’in 1 ay süren atölyesinde çizimimi geliştirdim. Fakat çalışma hayatı yoğundu ve çizime yeteri kadar vakit ayıramadım. Bazı yollar bizi Alice gibi bambaşka kapılara çıkarıyor. Beni de öyle yaptı. Atölyede tanıştığım ve çizimine bayıldığım Selin Yaprakdal’a teklif yaptım, “Gel sen çiz hikâyemi” dedim. Böylece ilk kitabım Uzay Çöpü Toplayıcısı Gubi benim hikâyem ve Selin’in çizimi ile dünyaya gözlerini açtı.
Sonra bir akşam yine birden sihirli bir kapı açıldı ve ben bir anda Deniz Kabuğu Toplayıcısı’nı yazdım. Gerçekten çok beklenmedik bir şeydi. İlham geldi denir ya, gerçekten öyle oldu. Geldi ve yazdım. Hikâyede bir deniz kabuğunun içinde dalga seslerini saklama fikriyle; çocukların hayâl gücünün sınırsızlığını anlatmak istedim. Bu masalda hayâl gücü, keşif duygusu ve arkadaşlık temalarını ön plana çıkardım.
Gubi zaten ilk kitabın karakteriydi. 2. Kitapta Gubi yeni macerasında Noan’la tanıştı. Noan ismini şimdi düşününce ilkokuldaki sıra arkadaşım Noyan’dan esinlenmiş olabilirim. Noyan kendi evlerinin penceresinden gördüğü ayın renginin mavi olduğunu söylerdi. Buradan da bir hikâye çıkabilir bence bir gün. İyi ki tanıdım seni Noyan, iyi ki Noan’a dönüştün.
Çocuklarla aram çok iyi. Özellikle bu aralar çok daha iyi. Deniz kabuğu toplayıcısı ilk basıldığında çok yakın arkadaşlarım hemen çocukları için birer tane edindiler ve miniklerimin geri dönüşleri beni çok mutlu etti. Ellerinde kitabı gördüğüm her an ya da bir deniz kabuğunu kulağına götürüp dinlemeye çalışıp bunu benimle paylaştıkları her an benim kalbimde kelebekler uçuşuyor. Aramızda böylesine sihirli bir bağ olmasını çok seviyorum ve bu kitabın onların kalbinde eşsiz bir yere sahip olmasını diliyorum.
Gubi’nin 3. Macerası için hikâye neredeyse hazır. Bunun dışında kendi sınırlarımı da keşfetmek için, sosyal medyada çizerlerin yaptıkları bazı çizer etkinliklerine kısa hikâyelerimle katılıp, kendi ufkumu genişletiyorum. Ve kendime yeni alanlar yaratıyorum. Böylece belki bazı masal uygulamaları için de keyifli ve kısa hikâyeler üretebilirim. Bu da benim için hem kalemimi besleyen hem de daha geniş gözlüklerle bakmamı sağlayan bir alan oldu.
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.